PSİKOLOJİK SAĞLAMLIĞI ARTIRMA YOLLARI
Zorlayıcı yaşam olayları karşısında ya da belirgin bir risk altında olunduğunda, koşullarla baş etme becerisi ve sağlıklı uyum gösterme sürecine psikolojik sağlamlık diyoruz.
PSİKOLOJİK SAĞLAMLIK
Psikolojik sağlamlık, latince "resilience" kelimesinden türetilmiştir ve bir maddenin esnek olması, elastiki olması ve eski haline kolay bir şekilde yeniden dönebilmesi anlamlarına gelmektedir.
Psikolojik sağlamlıkla ilgili yapılan çalışmalarda; psikolojik sağlamlık düzeyleri yüksek bireylerin, karşılaştıkları yoksulluk, şiddet, hastalık ve daha pek çok stresli yaşam olayıyla, daha başarılı bir biçimde mücadele ettikleri saptanmıştır.
Bu bireylerin, aynı zamanda etkili problem çözme yeteneği ve kişiler arası iletişim becerilerinin iyi olması, mizahtan yararlandıkları gibi olumlu özelliklere sahip oldukları vurgulanmıştır.
Benzer olumsuz olaylar yaşayıp daha çok etkilenmiş, daha çok zorlanmış bireylerin; psikolojik sağlamlık düzeylerinin geliştirilerek karşılaştıkları sorunların üstesinden daha kolay gelebildikleri ya da bu streslerden en az zararla kurtulabilir hale geldikleri çalışmalarla ortaya konmuştur.
Yasemin Dalkılıç
Dünya Sualtı Dalış Rekortmeni
"6 dakika nefesimi tutabiliyorum. Ciğerlerim sizden farklı değil. Ben sizlere göre daha iyi nefes kullanıyorum. Akciğerleri doldurmayla ilgili teknikleri kullanıyorum. Her gün nefes çalışmaları yapıyorum. Normal bir insan ciğerlerini yüzde 30civarında kullanırken, ben yüzde 100'e ulaşıyorum".
Psikolojik sağlamlık; kişilik yapısı, atalarımızdan aldığımız genetik yatkınlıklar ve bulunduğumuz çevrenin faktörlerinden etkilenen bir kavramdır. Geliştirilebilir ve artırılabilir.
PSİKOLOJİK SAĞLAMLIĞI ARTIRMA YOLLARI
· İyi bir özsaygı ve kendine güven duygusu geliştirmek: Artılarınızla, eksilerinizle, güçlü ve zayıf yanlarınızla değerli olduğunuzu ve iyiye layık olduğunuzu kendinize hatırlatabilirsiniz.
· İyimserlik ve umut geliştirmek: Hayata dâhil olabilir ve getirdiği zorlukları iyimser yollarla çözmek için elimizden geleni yapabiliriz. Umutsuzluk bizim direncimizin kırılmasına ve mücadele gücümüzün azalmasına yol açacaktır.
· Minnettarlık ve takdir geliştirmek: Sahip olduklarınızı takdir edebilir ve gündelik hayatınızda minnet duyabileceğimiz nelere sahip olduğunu gözden geçirebilirsiniz.
· Esnek ve uyarlanabilir bir bakış açısı geliştirmek: Düşüncelerinizi katı veya değişmez olmaktan koruyun. Farklı durumlara karşı öncelikle sakin kalmaya çalışarak 'yeni bir düşünce ya da çözüm getirmeyi deneyebilir miyiz?' bunu değerlendirmek gerekir.
· Olumlu bakış açısı tarzı geliştirmek: Bardağı yarı boş yerine yarı dolu olarak görmeyi tercih edebilirsiniz. Zorluklar, aşılmaz dağlar yerine bize öğreten yollar da olabilir!
· Zihinsel çeviklik: Durumlara farklı perspektiflerden bakmak adına hayatınızdaki diğer kişilerin de görüşlerini dikkate alabilirsiniz.
· Sosyal destek: Zorlandığınız noktada yanınızda olabilen, benzer süreçler yaşamış ya da sizi anladığınızı hissettirmeye çalışan insanların varlığını görmeye, fark etmeye, onlarla iletişime geçmeye çalışabilirsiniz.
EBEVEYN OLARAK NELER YAPABİLİRİM?
Ø Bir ebeveyn olarak, yerine getirilmesi gereken çok sayıda rolünüz var. Çocuğunuzun ev ortamında ders çalışma düzenine yardımcı olmaya çalışan amatör bir öğretmen, iş yerinde ya da evden bir çalışan, evde eş, anne veya baba. Bir de üzerinde küresel bir salgın eklenince birçoğumuzun hayatında farklılıklar da yaşanmış olabilir. Bundan dolayı her zamanki standartlarınızda ebeveynlik sağlayamıyorsanız, kendinizi yıpratmayın.
Ø Pandemi sürecine çocuk olarak başlayan evlatlarımız birer ön ergen veya genç olma aşamasına geldiler. Dolayısıyla size karşı daha tepkili söz ve davranışlarda bulunabilirler. Mümkün olduğunca sakin kalmak, birebir zıtlaşmaya girmekten kaçınmak ve gerildiğinizde beş dakika oradan uzaklaşmak size de iyi gelecektir.
Ø Önce kendinize, sonra çocuklarınızın sağlığına dikkat ederek, eski düzeninizi ev ortamında oluşturmaya çalışın. Çünkü rutinler oluşturmak özellikle içinde bulunduğumuz belirsizlik durumlarında bizim daha güvende hissetmemize, normallik duygusunu korumamıza ve kaygımızın azalmasına yardımcı olur.
Çocukların büyük stres dönemlerinde uyku problemleri yaşaması normaldir. Bazıları uykuya dalmakta güçlük çekebilir, özellikle küçük çocuklar anne ve babadan ayrılma konusunda endişeli olabilir. Tutarlı bir yatma vakti oluşturmak, dijital cihazlardan gelen yoğun ışık çocuğunuzun derin uykuya geçme ve dolayısıyla dinlenmiş olarak uyanma durumunu olumsuz etkileyeceğinden; tüm ekranların yatmadan en az yarım saat önce kapatılmasına dikkat etmek önemli olacaktır.
Ø Mümkün olduğu kadar ev içi sorumlukları paylaşın. Hatta bazen çocuğun iş bölümü düzenini oluşturmasına fırsat vermeyi deneyebilirsiniz. Evdeki bütün işler ebeveyn olarak sadece size kalmamalı. Bu yaşlardaki bir çocuk-ergen; dersini takip etmek, yatağını toplamak, sofrayı hazırlamaya yardım etmek, odasını süpürmek, kıyafetlerini kirli sepetine atmak vb... davranışları rahatlıkla yerine getirebilir.
Ø Ebeveyn olarak hissettiğiniz duyguları ya da baş etmekte zorlandığınız endişelerinizi abartılı olmadan dile getirmeye çalışırsanız, çocuklarınız da kendi duygularını daha rahat gösterebilirler. Sizler de kendinizi kötü hissedebilir, sizler de duygularınızı kontrol edemeyebilir ve sizler de hata yapabilirsiniz.
Ø Kendimizin ve çocuklarımızın küçük, net hedefleri olması, bir itici güç oluşturur ve uğraşmak istemediğimiz, bıkkınlık hissettiğimiz durumlarda daha kısa sürede harekete geçmemize destek olur.
Ø Yaşadığınız zorlayıcı durum hakkında bilimsel ve gerçekçi bilgiler edinmeye ve çocuklarınızı da bu şekilde teşvik etmeye çalışın. Kulaktan dolma, doğruluğuna inanmadığınız ya da tam olarak bilmediğiniz bir bilgiyi/durumu çocuklarınıza hemen yansıtmamaya dikkat edin. Bu tür konuşmalar, bazen çocukların üzerinde bizlerin tahmin ettiğinden daha fazla kalıcı ve etkili olabiliyor.
Ø Karşılaştığınız zor durumları engellemeniz ya da değiştirmeniz her zaman mümkün olmayacaktır. Ve hepimizin bizi zorlayan bir olaya karşı tepki şekillerimiz farklıdır. Bazılarımız kolayca uyum sağlayabilirken, bazılarımız daha uzun süreye ya da daha çok desteğe ihtiyaç duyabiliriz. Bu durumda kendimize de çocuğumuza da nazik olmak önemli. "Ben neden toparlanamıyorum, bende bir tuhaflık mı var?, sen niye bu kadar tedirgin oluyorsun, ......... aaa baksana o hiç öyle değil gibi söylemlerden uzak kalmak gerekli.
Ø Çocuklara, kendilerini iyi hissetmediklerinde başvuracakları 'iyi hissetme duraklarının" neler olduğunu keşfetmelerinde yardımcı olunabilir. İyi yaptıklarına inandıkları bir konuda desteklemek, yapmaktan keyif aldıkları hobiler geliştirmek, kendileri ile gurur duymalarını sağlamak psikolojik sağlamlık açısından destekleyici olacaktır.
PROF.ABDULLAH TÜRKOĞLU ORTAOKULU
PSİKOLOJİK DANIŞMA ve REHBERLİK BİRİMİ